Hızlı tren sayesinde İstanbul ve Ankara’dan Eskişehir'e iki buçuk saatte ulaşmak mümkün. Fakat İzmir’den ulaşım şehirler arası otobüslerle beş buçuk, altı saati buluyor. Buzlu seyahat Eskişehir firmasıymış. Onu da tercih edebilirsiniz. Tren ile Basmane garından akşam 19:15 treni sabah 7:50 de Eskişehir’e varıyor. Dönüş ise Eskişehir’den 22:45 kalkış, İzmir varış 11:06. Yataklı vagon seçip ailecek gidilebileceği gibi Pullman vagonunu seçip çok uygun fiyata da gidebilirsiniz. Otobüs biletleri 45-55 tl tek yön. Tren 37 tl den başlıyor.
Eskişehir gezisi için 1 gece 2 gün yeterli. Sabah erken
İzmir’den çıkarsanız bir gece konaklayarak 2 günde önemli noktalarını
gezebilirsiniz. Tabi tadını sindirerek çıkartmak için 2 gece konaklayarak daha
geniş bir zamanda daha zevkli bir gezi düzenleyebilirsiniz. Eminim Eskişehir’i
bir kez gören tekrar gitmek isteyecektir.
Eskişehir için, parklar, heykeller, müzeler, köprüler, sanat
ve kültür şehri diyebiliriz. Bunların büyük kısmını Eskişehir Büyükşehir Belediye
Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e borçluyuz. Eskişehir'i gördükten sonra diğer şehirlerimizin başkanları şapkalarını önlerine koyup düşenmeleri lazım.
Eskişehir’in sert bir iklimi var. Kışları soğuk ve karlı.
Gezmek için ideal mevsim ilkbahar ve sonbahar.
Şehirde Osmangazi ve Anadolu üniversiteleri olduğundan tam
bir öğrenci sehri.
Tam bir kullanıcı dostu şehir. Gördüğüm tüm kaldırımlar
engelliler için düzenlenmiş. Bisiklet ve yürüyüş yolları düşünülmüş. Bunlardan
önemlisi araçlar yayalara, bisikletlilere saygılı. Bisiklet kullanımı yaygın.
Gecesi de ayrı bir güzel. Tüm caddeler, alışveriş ve eğlence
mekanları ışıl ışıl.
Eskişehir hakkında duyduklarımda dolayı olan yüksek
beklentilerime rağmen, şehir beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Aksine artılarını
gördükçe olumlu yönde şaşırtmayı da başardı. Prag ve Budapeşte’yi çok beğenen
birisi olmama rağmen bence Eskişehir onlardan da başarılı bir şehir.
Şehir Balkan, Kırım ve Kafkaslardan çok göç almış. Bunun
için şehirde çekik gözlü insanları bolca görebilirsiniz.
Şimdi Gezip Görülecek Yerlerinden bahsedelim,
Eskişehir otogarına varınca gündüz şehir içi servisleri
olmadığı için tramvay (estram) ile Odunpazarına geçtim. Bilet 2.75tl. Tramvaydan Atatürk Lisesi durağında
indim. Odunpazarı evlerini hemen farkediyorsunuz. Odunpazarı, şehrin Osmanlı döneminden kalma, şehrin tarihi dokusunu yansıtan en güzel bölge.
Restore edilen ev ve konaklar Butik otel, hediyelik eşya dükkanı, kafe ve müze
olarak kullanılıyorlar. Meşhur Balmumu müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi,
Kurşunlu Camii ve Külliyesini, Atlıhan Çarşısını ve Kurtuluş Müzesini
görebilirsiniz. Balmumu müzesi saat 17:00 de kapandığı için Kurşunlu
külliyesindeki lületaşı müzesi ve el sanatları bölümlerini gezdim. Bu kısımda
beyaz altın diye tabir edilen lületaşından yapılan ürünleri, ebru, minyatür ve
tezhip eserleri görebilirsiniz. Külliyenin bir bölümünde ise sıcak cam üfleme
sanatı gösteriliyor.
Odunparı’ndan yürüyerek Porsuk Çayın’da goldol ve tekne
turlarının yapıldığı Köprübaşı’na geçiyorum. Yürüdüğüm Hamam yolu ve
paralelindeki İki Eylül Caddeleri alışveriş yapmak, yemek yemek için güzel
ferah caddeler. Hazır yemek konusu acıkmışken bu konuya da değinelim…
Gördüğüm kadarıyla eskişehir’in dondurmacıları ve pastahaneleri
çok nezih ve iştah açıcı. Köfteleri meşhur. Ara sokaklardaki esnaf lokantaları
gayet uygun ve güzel. Fakat klasik olarak Eskişehir denilince akla ilk olarak
çibörek (çi=güzel) geliyor. Nedense Papağan çibörek çok meşhur. Adet 2,5 tl. Porsiyonu
(5 çibörek) 12,5 tl. Başka çibörekçilerde porsiyon artı ayran 8,5 tl
bulabilirsiniz.
Başka bir
lezzeti de Balaban Köftesi (balaban=büyük). Altı pide, üstü salçalı yoğurtlu ve
terayağ soslu köfte. İskenderin köfteli versiyonu diyebiliriz. Onu da meşhur
Abdüsselam da yemeniz tavsiye ediliyor. Porsiyonu 15tl. Bir porsiyonu bile
gayet doyurucu. Ayrıca
boza sevenler Karakedi bozayı bulup denesinler. Bardağı 2tl. Kilosu 8 tl. Bilenler
Vefa bozasıyla karşılaştırmasını yaparsa sevinirim J Şehrin birçok noktasında
şubesi bulunan Pino Hamburgeri de, özellikle çocuklu aileler deneyebilir. Bir Eskişehir
markası olan Pino’nun dekorasyonu gayet başarılı. Rus salatalı hamburgerlerini
Eskişehirliler çok seviyor. Ama izmir’in Ohannes 'inin sunumu ve tarzı daha
başarılı.
Porsukta tekne ve goldol turu da yapmadan olmaz. Köprübaşındaki gişeden biletinizi alıp sıranızın gelmesini bekliyorsunuz. Tekne turu 12 dk sürüyor kişi başı 5 tl. Gondol gezisi ise 10 dk sürüyor ve 30tl tutuyor.
Porsuk kenarındaki otelime yerleştikten sonra Porsuk kenarında gezintiye çıktım. Yol boyu ışıl ışıl, cafeler hareketli. Şehrin başka bir nezih caddesi olan Doktorlar caddesine varıyorum. Trafiğe kapalı olan bu caddede sadece tramvay işliyor. Hemen paralelinde barlar sokağı adından da anlaşıldığı gibi içkili bar ve restoranların olduğu, gençlerin uğrak yeri. Buradan eski sebze hal binasından çevrilmiş Haller Gençlik merkezine varıyorum. Dış ve iç tasarımı şahane. Amerikan tarzı bir dekorasyonu var. Büyük avizeler, ortada masalar ve etraflarındaki fast food restoranlar, çok başarılı bir aydınlatma, ısıtma ve dekor. İçinde aynı zamanda bir nikah salonu bulunuyor. AVM gezmek isteyen, buradan önünde upuzun tarihi bir baca buluna Espark AVM’yi hemen farkedecektir.
Porsuk kenarındaki otelime yerleştikten sonra Porsuk kenarında gezintiye çıktım. Yol boyu ışıl ışıl, cafeler hareketli. Şehrin başka bir nezih caddesi olan Doktorlar caddesine varıyorum. Trafiğe kapalı olan bu caddede sadece tramvay işliyor. Hemen paralelinde barlar sokağı adından da anlaşıldığı gibi içkili bar ve restoranların olduğu, gençlerin uğrak yeri. Buradan eski sebze hal binasından çevrilmiş Haller Gençlik merkezine varıyorum. Dış ve iç tasarımı şahane. Amerikan tarzı bir dekorasyonu var. Büyük avizeler, ortada masalar ve etraflarındaki fast food restoranlar, çok başarılı bir aydınlatma, ısıtma ve dekor. İçinde aynı zamanda bir nikah salonu bulunuyor. AVM gezmek isteyen, buradan önünde upuzun tarihi bir baca buluna Espark AVM’yi hemen farkedecektir.
2. Gün
Sabah porsuk boyunca yürüyerek, rengarenk köprüleri geçerek
Tülomsaş’a varıyorum. Tülomsaş dizel ve elektrikli römorklar üreten bir
fabrika. Türkiye’nin ilk %100 yerli otomobili Devrim 1961 yılında Cemal Gürsel’in
emriyle burada yapılmış fakat ne hazin ki seri üretime geçirilmemiştir. O dönem
yapılan 4 adet Devrim’in bir tanesi burada cam bölme içinde sergilenmekte. Görmek
isteyenler, fabrikanın güvenlik görevlisi eşliğinde, fabrikanın mesai saatleri
içinde Devrimi görebilirler.
Daha sonra eski Stadyumdan kalkan 38 numaralı dolmuş ile
Sazova parkına geçiyorum. Dolmuş ücreti 2.25tl. Onbeş dakikada parka varıyoruz.
Sazova Parkı (Bilim, Sanat ve Kültür Parkı)'nın görülecek
bölümleri Masal Şatou, May Flower korsan gemisi, Türk Dünyası Şahaserleri
Parkı, Bilim deney Merkezi, Sabancı Uzay Evi, Hayvanat Bahçesi ve Eti Sualtı
Dünyası. Girişler tam 3 tl öğrenci 1,5 tl. Gezeceğiniz yerlere biletlerini ayrı
ayrı alarak girebilirsiniz. Hepsi de gayet başarılı, görülmeye değer yerler.
Ayrıca ücretsiz tren ile parkta gezintiye çıkabilirsiniz. Arabasıyla gidenler
parkın dışındaki otoparka arabalarını bırakabilirler. Otoparkın günlük ücret,
3,5 tl
Parkın hemen yanındaki yeni Eskişehir Attürk Stadyumunu
göreceksiniz. Tam bir futbol mabedi olmuş.
Park gezintimden sonra çocuklar gibi şen bir şekilde yine 38
numaralı dolmuşla merkeze dönüyorum. Artık merakla gezmek istediğim Yılmaz
Büyükerşen Balmumu Müzesini gezme vakti. Ziyaret saatleri H.İçi 10:00-12:30 ile
14:00-17:00 Hafta sonu 10:00-12:30 ile
14:00-17:30. Pazartesi hariç haftanın hergünü açık. Tam 10tl öğrenci 5tl. Los Angelas Madam Tussaud’u da gördükten
sonra merak ettiğim Balmumu müzemizi gerçekten çok beğendim. Atatürkümüz, silah
arkadaşları, sanatçılarımız, politikacılar, yazarlar. Gerçekten dop dolu bir
müze olmuş. Heykeller sanki hareket edeceklermiş gibi ve çoğunu gerçeğinden
ayırmak imkansız. Yılmaz Büyükerşen Başkanımızı tekrar tebrik ederim.
Eskişehir hakkında anlatılacaklari yapılacaklar daha çok.
Fakat 2 günlük limitli bir zamanda maksimum yapabildiklerimi size aktardım. En
kısa zamanda tekrar Eskişehir’e yolumun düşeceğini biliyorum :)