18 Nisan 2020 Cumartesi

Singapur, Kuala Lumpur, Phuket. Pattaya, Bangkok


16 Ocak  İzmir-İstanbul 20:15 uçağı


17 Ocak İstanbul –Singapur Gece 01:55 uçağı ile onbir saatlik Uçuşun ardından Singapur saati ile 17:30 gibi Singapur Changi Havalimanı’na varıyoruz. İçinde botanik bahçelerin bulunduğu çok modern bir havalimanı. Havalimanındaki change officete elimizdeki doların bir kısmını Singapur dolarına çevirip havalimanından Sky train ile Booking.com’dan ChinaTown’da ayırttığımız Hotel 1887, The New Opera House ‘a geçiyoruz. Odaları ufak ama temiz bir otel. Bir geceliğine içinize sinerek kalabileceğiniz bir yer. Chinatown ulaşım açısından çok merkezi ve de çok renkli bir nokta. Metro ile havalimanına, Sentosa adasına, Marina Bay Sands ve Gardens by The Bay’ın bulunduğu marina’ya rahatlıkla ulaşılabilir. Otele yerleştikten sonra akşam yemeği için Chinatown’u turluyoruz.



      

18 ocak Singapur – sabah kahvaltımızın ardından valizlerimizi otelin emanetine bırakıp Metro ile Sentosa adasına doğru günümüze başlıyoruz. Metro biletlerimizi alıp Harbourfront istasyonunda iniyoruz. VivoCity diye bir AVM’nin içinden çıkılıyor. Buradan Cruise Limanının çıkışından geçip teleferik biletlerimizi alıyoruz. Kişi başı 35 singapur doları. Birbiriyle bağlantılı 3 parçadan oluşan teleferik ile panaromik olarak görülen adada tropikal bitkiler, Universal Studios, Casino, alışveriş merkezleri gezilecek yerler. Cruise gemilerinin üstünden tropik bitki örtüsü eşliğinde yapılan teleferik yolculuğu Singapur’un olmazsa olmazı. Yolculuğumuzu bitirdikten sonra metroyla Chinatowndaki otelimizden sırt çantalarımızı alıp vakit kaybetmeden tekrar metro ile marina’ya gidiyoruz. Bayfront istasyonunda inip şahane Marin ve Gardens by the Bay manzarasını görmek için Marina Bay Sands otelinin terasına çıkıyoruz. Şu meşhur terasında sonsuzluk havuzu bulunan otel. Burayı da gördükten sonra yine metro ile Kuala Lumpur otobüsümüzün terminalinin olduğu Nicoll Highway’deki Golden Mile terminal binasına geçiyoruz. Otobüsümüzün hareket saati 19:00 olmasına rağmen yer olduğu için 18:00 otobüsüne biniyoruz. Gece yarısı Kuala Lumpur’da olacağımız için elimizde kalan Singapur dolarlarını terminalde Malezya Ringgitine çeviriyoruz. Otobüs biletimizi Türkiye’deyken Starmart’ın sitesinden 20 Singapur dolarına almıştık. Uzaklık 350 km. Yolculuk sınır geçişi ve molayla birlikte 6 saate yakın sürüyor. Otobüs yolculuğu hem rahat hem ekonomik. Fakat bizdeki gibi otobüs ikramları yok. Yanınıza biraz atıştırmalık almakta yarar var. Singapur çok modern ve teknolojik bir şehir-ülke. Aynı zamanda yaşam da çok pahallı. Ama kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Bu yüzden gezimizdeki en kısa zamanı burada ayırıyoruz. Zaten küçük bir şehir olduğu için şehrin önemli noktalarını rahatlıkla gezip Malezya’ya, Kuala Lumpura geçiyoruz.
Gece yarısı otobüsten indiğimiz Times Square’de bekleyen taksilerle otelimize geçiyoruz. Otelimiz M Palace hotel.

    

19 ocak Kuala Lumpur - Sabah kahvaltımızı ardından KL merkeze 15 km uzaklıktaki Batu Caves (Batu Mağaraları)’e gitmek için otelimizden ayrılıyoruz. Tropikal ikliminden dolayı hava sürekli nemli ve yakıcı bir güneş var. Otelimiz Masjid Jamek Metro istasyonuna beş yüz metre uzaklıkta. Batu Caves için KL Sentral’den Batu Caves trenine aktarma yapıyoruz. Metrolarda Malezyalı müslüman kadınlar için pembe renkli işaretli bölgeler var. Yine pembe işaretlenmiş bazı vagonlar da sadece müslüman kadınlar için ayrılmış. Bindiğimiz tren İzmir’in İzban’ının aynısı. KL Centralden 15 km kadar uzakta bulunan Batu Mağaraları'na yarım saat kadar bir sürede, etrafa bakınarak ulaştık. Batu Caves Malezya da kesinlikle görülmesi gereken bir mağara tapınak. Hindistan dışındaki en büyük Hindu tapınağı. Girişindeki kolosal tanrı heykeli, maymunlarla dolu rengarenk 272 basamakla çıkılan mağaranın içinde tapınma yerleri, ve dini hikayeleri anlatan tasvirler bulunuyor. Mini etek veya şortlu bayanlar uzun etek giymek zorunda. Girişteki çalışanlardan ücret karşılığı alınan eteğin dönüşte iadesi ile depozitonuzu alabiliyorsunuz.
Batu Caves dönüşü şehrin sembolü Petronas İkiz kulelerine doğru hareket ediyoruz. Öncesinde Central Market’e uğruyoruz. Fakat alışverişimizi ağırlık taşımamak için Bangkok’a bıraktığımız için ve yemek yemek için de içimize sinen bir yer bulamadığımız için İkiz Kulelere geçiyoruz. Kulelerin altındaki Suria KLCC alışverişmerkezinde Ben’s diye bir Cafe Restorana oturuyoruz. Pizza, Hamburger, Salata, pasta ve kek çeşitleri şahane. Fiyatları da kalitesine göre çok uygun. Kesinlikle herkese tavsiye edilebilecek bir yer. Akşam AVM nin önündeki havuzda müzik eşliğinde ışık ve su şovları yapılıyor. Yemeğimizi ve kahvelerimizi içtikten sonra meşhur Petronas İkiz Kuleler pozumuzu vermek için kulelerin önüne geçiyoruz. Gerçekten de güzel bir görsel sunuyor bu yapı.

20 ocak Phuket

Sabah kahvaltımızın ardından otelden check-out yapıyoruz. Merkeze 60 km uzaklıktaki havalimanı için KL Centerdan KLIA Ekspress isimli hızlı trene biniyoruz. 20 dk aralarla kalkan tren çok konforlu. Kişi başı 55 ringiti olan tren 30 dk sonra hiçbir mola vermeden havalimanına varıyor. Normal tren ile de gitmek mümkün fakat süre uzuyor. Havalimanında dış hatlar uçuşumuz olduğu için pasaport kontrolünden geçip, üç hafta önce kişi başı 119 ringgiti’ye aldığımız Malindo Air uçuşumuza başlıyoruz. 12:00 olan uçuşumuz birbuçuk saat sürüyor. Saat farkından dolayı Phukete varış saatimiz 12:30. Bir saat kazanmış oluyoruz.
Havalimanı çıkışında VecayPhuket firmasından ayarladığımız transfer aracı bizi isimlerimizle karşılıyor. Güzel bir beyaz Totoya Corolla bizi Phuket International Havalimanı'ndan otelimizin olduğu Patong Beach’e götürüyor. Yol bir buçuk saat sürüyor. 600 Baht transfer ücretini otele varınca şoföre taktim ediyorum. 3 gece rezervasyon yaptırdığımız Best Western Patong Oteli’nin konumu çok iyi. Patong plajına ve Patong'un meşhur diskolarının olduğu caddeye çok yakın. Hemen eşyalarımızı bırakıp Patong plajına ve Hint Okyanus 'unun bir parçası olan Andaman denizinin ılık sularına giriyoruz. Ocak ayında deniz suyu şahane. Zaten burada yıl boyu sıcaklıklar değişmiyor. Sürekli aynı mevsim yaşanıyor. Ama gelmek için en iyi dönem ocak-şubat. Yani bizde kış iken. Temmuz Ağustos dönemi muson yağmurlarından dolayı sürekli yağmurlu ama yağmur geçince yine güneşli ve sıcak. Deniz işini hallettikten sonra akşam yemeği için balık pişiricileri ile dolu pazar şeklinde bir yere geldik. Bir  balıkçıya siparişimizi verdik. Karides, kalamar, çeşitli balıklar. İnsan burada deniz ürünlerine doyuyor. Yemeğimizin ardından Phi Phi adası turumuzu ayarlamaya koyulduk. Onlarca stand ve acentada değişik fiyatlar mevcut. Pazarlık şart. Sıkı pazarlık etmekten çekinmeyin. Bizim kişi başı binikiyüz bahta aldığımız turu, teknede bin bahttan alanlar vardı. Ödememizi yapıp makbuzumuzu aldıktan sonra Patong’un gece hayatının da nasıl olduğunu görüyoruz….

21 Ocak Phuket Phi Phi Adası turu. Sabah güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra resepsiyonda tur arabamızın gelmesini bekliyoruz. Gelen araç bizi 45 dk mesafede teknelerin kalktığı marinaya götürüyor. Burada sürat teknesi yolculuğuyla ilgili kısa bir brifing aldıktan sonra gerekli ihtiyaçlar için zaman veriyorlar. Teknemizin üstü kapalı olmasına rağmen güneş kremi kesinlikle gerekli. Deniz kestanesi var diyerek deniz ayakkabısı almamızı tavsiye ettiler fakat tur esnasında gerektirecek bir durum yaşamadık. O yüzden almak gereksiz. Terlik yeterli. Tur sırasında Viking Mağarası, Maymun adası ve benim en çok beğendiğim Koh Khai adasında yüzme ve serbest zaman için molalar verdik. Gayet güzel bir turdu. Midesi bulanan bir ablanın kusmaktan içi dışına çıktı. Yolculuk öncesi bulantı hapı verilmesine rağmen deniz tutanlar zorlanabilir.  

Tur sonu otellerimize bırakıldık. Ertesi gün yapacağımız James Bond adası turundan tavsiye üstüne vazgeçtik. Çünkü denizi bulanık olduğu için yüzme molaları güzel değilmiş. Sadece filmin bir sahnesinin geçtiği yer için değmeyeceğini düşündük.

 

22 ocak Phuket  Güzelce dinlenip sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra Patongu gündüz gözüyle görmeye başlıyoruz. Hava gerçekten sıcak olduğu için kapalı mekanlarda vakit geçirmek daha mantıklı. Otelin hemen yanındaki Banzaan Fresh Markete giriyoruz. Burası sabit bir pazar şeklinde. Üstü kapalı. Manavlar, balıkçılar, kasaplar var. Kurbağa, yılan, böcek satıyorlar. Manavlardan bazı tropikal meyvelerin tadımını yapıyoruz. Sarımsak şeklinde bir meyve hoşumuza gidiyor. Tayland’ın meşhur çok kötü kokan meyvesi Durian'ında burada tadına bakıyoruz ama ben bir şeye benzetemedim, sevmedim. Otellerde özellikle bu meyvenin odada yenmesinin yasak olduğu işaretleri görürsünüz. Gerçekten çok kötü bir kokusu olduğundan kapalı yerlerde tüketilmesi kesinlikle yasak. Tayland da otel kahvaltılarında ve gittiğimiz her yerde rastladığımız ananasa, hindistan cevizine, ejder meyvesine doyduk. Banzaan’dan sonra yolun karşısındaki Jungceylon alışveriş merkezine gidiyoruz. Çok güzel bir AVM. Yemek, alışveriş ve dinlenmek için güzel bir merkez. Güneşin batışını kaçırmadan Karon’daki Büyük Budha heykeline gitmek için bir taksiciyle anlaşıyoruz. Bizi heykelde bekliyor ve tekrar Patong’a getiriyor. 25 metre yüksekliğindeki Budha heykeli beyaz mermerde yapılmış ve bulunduğu tepede şahane bir manzara var. Dönüşte Kata’dan geçiyoruz. Buraya yolu düşenlerin Kata’daki Katatürk Restoranda yemek yemelerini tavsiye ederim. Biz yapamadık, artık bir sonraki sefere inşallah diyorum.

23 ocak Pattaya 13:25 VietJet Bangkok uçuşumuz için yine Vecay Phuket ile 9:30 da otelden çıkış yapıyoruz. Kişi başı 60 usd aldığımız VietJet ile birbuçuk saatlik uçuşun ardından 15:00’te Bangkok Suvarnabhumi Havaalanına iniyoruz. 2020 yılının küresel felaketine dönüşecek olan Corona virüsüne karşı maske takan insanları görmeye başlıyoruz. Tabi avrupaya ve ülkemize gelmesi mart aylarını bulacak ve bir Pandemiye dönüşecek olan virüsün tehlikesinden habersiz Pattaya Transfer firmasından 1200 bahta ayarladığımız araç ile buluşuyoruz. Yine bir sedan Corolla bizi 130km mesafedeki Pattaya Sandalay Resort’a götürüyor. Otele varınca yine gün batmadan denizini deniyoruz. Hint Okyanusunun bir parçası olan Tayland körfezindeki gelgitlerden olsa gerek suyun zemini çamur gibi ve sığ olduğu için deniz pek keyifli gelmedi. Akşam sahil boyunca yürüyüş sırasında bol miktarda yaşlı Avrupalı amcalar yaşça kendilerinden çok küçük Taylandlı kızlarla çok kötü bir görüntü oluşturuyor.

 

24 ocak Pattaya Otelin güzel kahvaltısından hemen sonra kiraladığımız bir scooter ile timsah şovları, filleri, kaplanları ile meşhur The Million Stone parkına gidiyoruz. Yolda polis çevirmesinde ehliyetsiz motor kullanmaktan 300 Baht ceza yiyorum. Bu ceza makbuzuyla 24 saat motoru kullanabiliyorsunuz. Sonradan başka bir rehber arkadaştan duyduğuma göre 100 Baht polise verip geçiliyormuş :) Bilmiyorum, başkasının yalancısıyım. Zaten çok büyük bir para değil. Biraz Tayland ekonomisine katkı yapmış oldum. İnternetimiz ve gps imiz olmadığı için Pattaya'nın pek de güvenli olmayan arka mahallelerden biraz dolaştıktan sonra parka ulaşıyoruz. Tabi güneş kremi sürmeden çıktığımız için de baya bi yanıyoruz. Park ziyaretimizin ardından motoru teslim edip otelimize dönüyoruz. Akşam yemeği için çıktığımızda Terminal 21 ve Central Festival alışveriş merkezlerinde bişeyler atıştırıyoruz.

25 ocak Bangkok yine güzelce otelde kahvaltımızı aldıktan sonra Pattaya transferimiz bizi almaya geliyor. Bangkok’daki son konaklamamız Bangkok Trang otele 150km yolumuz var. Ücrette 1400 Baht. Çin yeni yılı olduğu için ortalık sakin. İnsanlar köylerine, memleketlerine gitmişler. Otelimize eşyalarımızı bıraktıktan sonra Emerald Budha Tapınağına geçiyoruz. Giriş ücreti 500 Baht. Yolda turist olduğumuzu alnımızdan okuyan ve yardımcı oluyormuş gibi yapan bir dolandırıcı bizi yüzen pazar ve şehir turu yapmamız için yoldan geçen bir anlaşmalı olduğu bir tuk tuka bindiriyor. Fakat bunların birlikte çalışıp turistleri yolan tipler olduğunu hemen fark edip tuk tuktan iniyoruz. Bizdeki taksiciler gibi Tayland'da da bu tarz tuktukçular var demek. O yüzden yurt dışında yardım ediyormuş gibi davrananlara inanmamak lazım. Altın ve zümrüt ile işlenmiş tapınaktan sonra şehrin kanallarında çalışan teknelerle Pratunam durağına gidiyoruz. Buradaki The Market avm de yemek yiyip etrafındaki local dükkanları geziyoruz. Otele dönüşümüz Bangkok’un meşhur tuk tuklarıyla. Pazarlık mübah tuktuklarda.

26 ocak Bangkok Otelden direk taksiyle Chatuchak haftasonu pazarına gidiyoruz. Artık son günümüz ve gereksiz zaman kaybı ve ağırlık taşımamak için son güne bıraktığımız hediyelerimiz için arkadaşım Cem’in tavsiye ettiği, binden fazla dükkanın olduğu Çatuçak’a geliyoruz. Cumartesi ve pazarları 08:00-19:00 arası açık olan pazarda Tayland’a has olan her şeyi bulabilirsiniz. ChaTuCkak’tan tuk tuk ile Kiak Kai iskelesine gidip ilk gelen tekne ile Chinatown’a doğru bir Chao Phraya Nehir turu yapıyoruz. Bangkoku ikiye ayıran bu nehirden şehrin gece manzarası çok güzel. Chinatown’un ana caddesi Çin yılbaşısı için kapatılmış ve bir kermes haline getirilmiş. Yerel lezzetler, kıyafetler, hediyelikler satılmakta. Canlı konserler, ejderha kostümlü, havai fişekli gösteriler gecemize renk katıyor. Yoldan çevirdiğimiz bir tuktukla otelimize dönüyoruz.

27 ocak Bangkok Ve dopdolu bir tatilimizi çok güzel hatıralar ile ardımızda bırakıp güzel yurdumuza dönüşe geçiyoruz…

Bu ülkeleri görmek isteyenler için zamanlama, ulaşım, maliyetler gibi konularda fikir sahibi olunması programımı paylaştım. Uçuğumuz THY ile 4500tl (760usd)(dolar 5,9ytl) , cep harçlığınızı ve de konaklamaları da yukardaki fiyatlara ekleyip maliyet hesabı çıkartılabilir.
  

3 yorum:

  1. Süper bir tur olmuş 👏👍🎉

    YanıtlaSil
  2. Tecrübelerini paylaştığın için teşekkür ederim. Güzel bir gezi, güzel bir yazı.

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir tur programı..Çok abartmadan yapılan bir harcamayla herşeyin toplamı nekadar tutar?

    YanıtlaSil