Datça (03 eylül 2017)
Balı,
bademi ve balığıyla meşhur Datça'mız dünyanın oksijen bakımından sayılı zengin
yerleri arasında. Akdeniz ve Ege'nin kesişme noktası olan Datça yarımadası bir
ok gibi denize uzanır. Üç tarafı denizle çevrili olduğu için sürekli rüzgarlıdır.
Çok sayıda bük diye adlandırılan koyu ve plajı vardır. Palamut bükü, ova bükü, hayıt
bükü, kızıl bük, domuz çukuru, kargı koyu, Mesudiye ve körmen koyları gibi.
Bük
‘ün sözlük anlamı: ova yada akarsuların yakınındaki ot birikintileri. Sazlıktır
;)
Kışın
nüfusu 15-17 bin olan Datça'nın son yıllarda turizme kazandırılan butik
oteller, yat limanı diğer tesisleri ile yazın nüfus yoğunluğu artmaktadır. Halkının
geçim kaynağı turizm ve çağla, defne yaprağı, kekik, keçiboynuzu
toplayıcılığıdır. Bölgeden elde edilen zeytin yağı yine bölge içinde tüketilmekte dışarıya satılmamakta. Ayrıca
badem yağı da önemli bir gelirdir. Datça Sındı köyünden olan arkadaşım Selda,
bu ürünlerin köy kooperatiflerinde çok daha uygun satıldığını söyler...
Bu
kadar doğal bir yerin insanlarının da sağlıklı
olmaları kaçınılmaz. Antik çağlarda da bu durum farklı değilmiş. Coğrafyanın
babası Amasyalı Strabon "tanrı insanların uzun yaşamasını istiyorsa onları
Datça’ya gönderir" demiş. İspanyol denizciler de cüzzamlı hastaları buraya
bırakırlarmış. Onlarda sağlıklarına kavuşup uzun yıllar yaşarlarmış.
Son
Osmanlı padişahlarından V. Mehmet Reşat’ın adıyla anılan Reşadiye,
Cumhuriyetimizin ilanından sonra Datça olarak değiştirilmiş. Reşadiye günümüzde
eski Datça yakınlarında bir köy olarak ismini sürdürmekte.
eski datça |
Eski
Datça demişken Can Yücel'i anmadan olmaz. Bugün Eski Datça eşittir Can Yücel
diyebiliriz. Küçük şirin bir köy olan Eski Datça'da Can babanın evine ve vakit
geçirdiği Karya Çay Bahçesi (Orhan'ın Yeri) 'ne uğramadan olmaz. Can Yücel,
Atatürk dönemi Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel'in oğlu. Hasan Ali Yücel
hepimizin bildiği Köy Enstitülerinin kurucusudur. Kaldırılmaları maalesef çok
büyük bir hata olmuştur.
Eski
Datça Knidos Antik kentinin ilk kurulduğu yerdir. Şehrin büyümesi ve ticaretin
gelişmesiyle Datça yarımadasının en uç noktasına taşınmış. Bölgede Dorlar hüküm
sürmüşler ve 6 şehirden oluşan bir birlik kurmuşlar. Bunlar Knidos,
Halikarnasos, Kos ve üçü de Rodos’taymış. Başkent ise Knidos imiş.
Antik
Dünyanın Yedi harikasından biri olan İskenderiye Deniz Feneri'nin mimarı
Sostratos da burada yaşamış. Knidos ayrıca ilk çıplak tanrıça heykeli olan
Afrodit heykeli ile de bütün dünyaya nam salmış.
Datça'
da bulunan Mehmet Ali Ağa konağı 19yy. Anadolu Türk mimarisinin çok güzel
örneklerinden ve şu an bir butik otel. Datça sahilinde irili ufaklı kafeler ve
balık restoranları mevcut. Merkezindeki plajdan da denize giriliyor. Yemek için
tavsiye edebileceğim uygun ve çok lezzetli olan Zekeriya Ev yemekleri
kesinlikle denenmeli.
Datça
etrafındaki diğer görülebilecek yerler Mesudiye, Perili köşk plajı, Reşadiye.
Datça
Marmaris merkez ve İçmeler'e bir buçuk saatlik mesafede. Kız kumu ve Selimiye
de bir saatlik mesafede bulunuyor.
Bodrum'dan
Datça'ya tarifeli feribot seferleri ile 105 dk. da ulaşmak da mümkün.
Bölgede
bulunan dalış okullarında su altının güzelliği de görülmek için dalış
yapılabilir. Bölge eski deniz ticaret yolu üzerinde olduğu için su altı
arkeolojisi yönünden çok zengin. Bodrum su altı arkeolojisi müzesinin iki
önemli batığı Boz Burun ve Ulu Burun batıkları civar koylardan çıkartılmış. Boz
burun Marmaris ve Ulu Burun Kaş'ın koyları olup görülmesi gereken diğer cennet
koylarımızdan.....
https://www.turquiahora.com/blog/visit-turkey-now
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder