30 Mart 2017 Perşembe

İzmir’den Eskişehir Gezisi


Hızlı tren sayesinde İstanbul ve Ankara’dan Eskişehir'e iki buçuk saatte ulaşmak mümkün. Fakat İzmir’den ulaşım şehirler arası otobüslerle beş buçuk, altı saati buluyor. Buzlu seyahat Eskişehir firmasıymış. Onu da tercih edebilirsiniz. Tren ile Basmane garından akşam 19:15 treni sabah 7:50 de Eskişehir’e varıyor. Dönüş ise Eskişehir’den 22:45 kalkış, İzmir varış 11:06. Yataklı vagon seçip ailecek gidilebileceği gibi Pullman vagonunu seçip çok uygun fiyata da gidebilirsiniz.  Otobüs biletleri 45-55 tl tek yön. Tren 37 tl den başlıyor.

Eskişehir gezisi için 1 gece 2 gün yeterli. Sabah erken İzmir’den çıkarsanız bir gece konaklayarak 2 günde önemli noktalarını gezebilirsiniz. Tabi tadını sindirerek çıkartmak için 2 gece konaklayarak daha geniş bir zamanda daha zevkli bir gezi düzenleyebilirsiniz. Eminim Eskişehir’i bir kez gören tekrar gitmek isteyecektir.

Eskişehir için, parklar, heykeller, müzeler, köprüler, sanat ve kültür şehri diyebiliriz. Bunların büyük kısmını Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e borçluyuz. Eskişehir'i gördükten sonra diğer şehirlerimizin başkanları şapkalarını önlerine koyup düşenmeleri lazım.
Eskişehir’in sert bir iklimi var. Kışları soğuk ve karlı. Gezmek için ideal mevsim ilkbahar ve sonbahar.

Şehirde Osmangazi ve Anadolu üniversiteleri olduğundan tam bir öğrenci sehri.
Tam bir kullanıcı dostu şehir. Gördüğüm tüm kaldırımlar engelliler için düzenlenmiş. Bisiklet ve yürüyüş yolları düşünülmüş. Bunlardan önemlisi araçlar yayalara, bisikletlilere saygılı. Bisiklet kullanımı yaygın.

Gecesi de ayrı bir güzel. Tüm caddeler, alışveriş ve eğlence mekanları ışıl ışıl.

Eskişehir hakkında duyduklarımda dolayı olan yüksek beklentilerime rağmen, şehir beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Aksine artılarını gördükçe olumlu yönde şaşırtmayı da başardı. Prag ve Budapeşte’yi çok beğenen birisi olmama rağmen bence Eskişehir onlardan da başarılı bir şehir.
Şehir Balkan, Kırım ve Kafkaslardan çok göç almış. Bunun için şehirde çekik gözlü insanları bolca görebilirsiniz.


     


Şimdi Gezip Görülecek Yerlerinden bahsedelim,
Eskişehir otogarına varınca gündüz şehir içi servisleri olmadığı için tramvay (estram) ile Odunpazarına geçtim. Bilet 2.75tl.  Tramvaydan Atatürk Lisesi durağında indim. Odunpazarı evlerini hemen farkediyorsunuz. Odunpazarı, şehrin Osmanlı döneminden kalma, şehrin tarihi dokusunu yansıtan en güzel bölge. Restore edilen ev ve konaklar Butik otel, hediyelik eşya dükkanı, kafe ve müze olarak kullanılıyorlar. Meşhur Balmumu müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Kurşunlu Camii ve Külliyesini, Atlıhan Çarşısını ve Kurtuluş Müzesini görebilirsiniz. Balmumu müzesi saat 17:00 de kapandığı için Kurşunlu külliyesindeki lületaşı müzesi ve el sanatları bölümlerini gezdim. Bu kısımda beyaz altın diye tabir edilen lületaşından yapılan ürünleri, ebru, minyatür ve tezhip eserleri görebilirsiniz. Külliyenin bir bölümünde ise sıcak cam üfleme sanatı gösteriliyor.
Odunparı’ndan yürüyerek Porsuk Çayın’da goldol ve tekne turlarının yapıldığı Köprübaşı’na geçiyorum. Yürüdüğüm Hamam yolu ve paralelindeki İki Eylül Caddeleri alışveriş yapmak, yemek yemek için güzel ferah caddeler. Hazır yemek konusu acıkmışken bu konuya da değinelim…

      
     



Gördüğüm kadarıyla eskişehir’in dondurmacıları ve pastahaneleri çok nezih ve iştah açıcı. Köfteleri meşhur. Ara sokaklardaki esnaf lokantaları gayet uygun ve güzel. Fakat klasik olarak Eskişehir denilince akla ilk olarak çibörek (çi=güzel) geliyor. Nedense Papağan çibörek çok meşhur. Adet 2,5 tl. Porsiyonu (5 çibörek) 12,5 tl. Başka çibörekçilerde porsiyon artı ayran 8,5 tl bulabilirsiniz.         
Başka bir lezzeti de Balaban Köftesi (balaban=büyük). Altı pide, üstü salçalı yoğurtlu ve terayağ soslu köfte. İskenderin köfteli versiyonu diyebiliriz. Onu da meşhur Abdüsselam da yemeniz tavsiye ediliyor. Porsiyonu 15tl. Bir porsiyonu bile gayet doyurucu.                                                                   Ayrıca boza sevenler Karakedi bozayı bulup denesinler. Bardağı 2tl. Kilosu 8 tl. Bilenler Vefa bozasıyla karşılaştırmasını yaparsa sevinirim J                                                                                     Şehrin birçok noktasında şubesi bulunan Pino Hamburgeri de, özellikle çocuklu aileler deneyebilir. Bir Eskişehir markası olan Pino’nun dekorasyonu gayet başarılı. Rus salatalı hamburgerlerini Eskişehirliler çok seviyor. Ama izmir’in Ohannes 'inin sunumu ve tarzı daha başarılı.

  

Porsukta tekne ve goldol turu da yapmadan olmaz. Köprübaşındaki gişeden biletinizi alıp sıranızın gelmesini bekliyorsunuz. Tekne turu 12 dk sürüyor kişi başı 5 tl. Gondol gezisi ise 10 dk sürüyor ve 30tl tutuyor.
Porsuk kenarındaki otelime yerleştikten sonra Porsuk kenarında gezintiye çıktım. Yol boyu ışıl ışıl, cafeler hareketli. Şehrin başka bir nezih caddesi olan Doktorlar caddesine varıyorum. Trafiğe kapalı olan bu caddede sadece tramvay işliyor. Hemen paralelinde barlar sokağı adından da anlaşıldığı gibi içkili bar ve restoranların olduğu, gençlerin uğrak yeri. Buradan eski sebze hal binasından çevrilmiş Haller Gençlik merkezine varıyorum. Dış ve iç tasarımı şahane. Amerikan tarzı bir dekorasyonu var. Büyük avizeler, ortada masalar ve etraflarındaki fast food restoranlar, çok başarılı bir aydınlatma, ısıtma ve dekor. İçinde aynı zamanda bir nikah salonu bulunuyor.  AVM gezmek isteyen, buradan önünde upuzun tarihi bir baca buluna Espark AVM’yi hemen farkedecektir.

      

2. Gün
Sabah porsuk boyunca yürüyerek, rengarenk köprüleri geçerek Tülomsaş’a varıyorum. Tülomsaş dizel ve elektrikli römorklar üreten bir fabrika. Türkiye’nin ilk %100 yerli otomobili Devrim 1961 yılında Cemal Gürsel’in emriyle burada yapılmış fakat ne hazin ki seri üretime geçirilmemiştir. O dönem yapılan 4 adet Devrim’in bir tanesi burada cam bölme içinde sergilenmekte. Görmek isteyenler, fabrikanın güvenlik görevlisi eşliğinde, fabrikanın mesai saatleri içinde Devrimi görebilirler. 
Daha sonra eski Stadyumdan kalkan 38 numaralı dolmuş ile Sazova parkına geçiyorum. Dolmuş ücreti 2.25tl. Onbeş dakikada parka varıyoruz.                                                                                             
      
         
Sazova Parkı (Bilim, Sanat ve Kültür Parkı)'nın görülecek bölümleri Masal Şatou, May Flower korsan gemisi, Türk Dünyası Şahaserleri Parkı, Bilim deney Merkezi, Sabancı Uzay Evi, Hayvanat Bahçesi ve Eti Sualtı Dünyası. Girişler tam 3 tl öğrenci 1,5 tl. Gezeceğiniz yerlere biletlerini ayrı ayrı alarak girebilirsiniz. Hepsi de gayet başarılı, görülmeye değer yerler. Ayrıca ücretsiz tren ile parkta gezintiye çıkabilirsiniz. Arabasıyla gidenler parkın dışındaki otoparka arabalarını bırakabilirler. Otoparkın günlük ücret, 3,5 tl

Parkın hemen yanındaki yeni Eskişehir Attürk Stadyumunu göreceksiniz. Tam bir futbol mabedi olmuş.
         


Park gezintimden sonra çocuklar gibi şen bir şekilde yine 38 numaralı dolmuşla merkeze dönüyorum. Artık merakla gezmek istediğim Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesini gezme vakti. Ziyaret saatleri H.İçi 10:00-12:30 ile 14:00-17:00  Hafta sonu 10:00-12:30 ile 14:00-17:30. Pazartesi hariç haftanın hergünü açık. Tam 10tl öğrenci 5tl.  Los Angelas Madam Tussaud’u da gördükten sonra merak ettiğim Balmumu müzemizi gerçekten çok beğendim. Atatürkümüz, silah arkadaşları, sanatçılarımız, politikacılar, yazarlar. Gerçekten dop dolu bir müze olmuş. Heykeller sanki hareket edeceklermiş gibi ve çoğunu gerçeğinden ayırmak imkansız. Yılmaz Büyükerşen Başkanımızı tekrar tebrik ederim.


     


Eskişehir Otogarının hemen karşısında meşhur Kentparkı görmek mümkün. Denizi olmayan ile Büyükerşen başkan Plaj yapmış. Porsuk çayının bir kolu filtre edilip klorlanarak halk plajına ve olimpik yüzme havuza verilmiş. Parktaki gölet, yürüyüş yolu, heykeller ve çibörek restoranı, cafeleri ile yaz ayları tam bir çekim merkezi

             



Eskişehir hakkında anlatılacaklari yapılacaklar daha çok. Fakat 2 günlük limitli bir zamanda maksimum yapabildiklerimi size aktardım. En kısa zamanda tekrar Eskişehir’e yolumun düşeceğini biliyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder